Explore the vast range of titles available.

In this study, determining the design principles of a technology-supported learning environment for teaching vector spaces by taking into account the representation languages defined by Hillel (2000), Harel's (2000) pedagogical principles and Sierpinska's (2000) thinking modes on Linear Algebra teaching were intended to be established. The research is a design-based research and three cycles were conducted to determine the design principles for the learning environment. The study group of the first cycle consists of 51, the second cycle's working group was 44, and the third cycle's study group consisted of 11 teacher candidates. The data of the research were obtained by field notes and video recordings. By analyzing the field notes and video recordings, design principles for the learning environment were determined after the first two cycles in light of the literature. The third cycle was carried out with the determined design principles, and the design principles were revised in line with the opinions of the teacher candidates and the course teacher after the application with the reports obtained during the application process. Design principles in the light of the results obtained from the research are as follows ; the use of technology, usage of modes of description, tasks, worksheets, the role of the teacher and group work. It is thought that a learning environment that will be created by paying attention to these design principles will contribute to the pre-service teachers' differentiation and use of different languages, the development of thinking styles, and to meet the principles of concreteness, necessity and generalizability.

Bu çalışmada Lineer Cebir öǧretimi üzerine Hillel'in (2000) tanımladıǧı temsil dilleri, Harel'in (2000) pedagojik prensipleri ve Sierpinska'nın (2000) düşünme biçimleri göz önünde bulundurularak vektör uzaylarının öǧretimine yönelik teknoloji destekli bir öǧrenme ortamının tasarım ilkelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, tasarım tabanlı bir araştırma olup öǧrenme ortamına yönelik tasarım ilkelerinin belirlenmesi için üç döngü gerçekleştirilmiştir. Birinci döngünün çalışma grubunu 51, ikinci döngünün çalışma grubunu 44 ve üçüncü döngünün çalışma grubunu 11 öǧretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri alan notları ve video kayıtları ile elde edilmiştir. Alan notları ve video kayıtları analiz edilerek literatür ışıǧında ilk iki döngü sonrasında öǧrenme ortamına yönelik tasarım ilkeleri belirlenmiştir. Belirlenen tasarım ilkeleriyle üçüncü döngü gerçekleştirilmiş, uygulama sürecinde elde edilen raporlar ile uygulama sonrasında öǧretmen adayları ve ders öǧretmenin görüşleri doǧrultusunda tasarım ilkeleri revize edilerek son halini almıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar ışıǧında tasarım ilkeleri; teknoloji kullanımı, temsil dillerinin kullanımı, ödevler, çalış ma yaprakları, öǧretmenin rolü ve grup çalışması şeklinde ortaya çıkmıştır. Belirlenen bu tasarım ilkelerine dikkat edilerek oluşturulacak bir öǧrenme ortamının öǧretmen adaylarının farklı dilleri ayırt etmesine ve kullanmasına, düşünme biçimlerinin gelişimine katkı saǧlayacaǧı ve somutluk, gereklilik ve genellenebilirlik prensiplerinin karşılanmasında yardımcı olacaǧı düşünülmektedir.

Geometry is the study of shape and space. Without spatial ability, students cannot fully appreciate the natural world. Spatial ability is also very important for work in various fields such as computer graphics, engineering, architecture, and cartography. A number of studies have demonstrated that technology has an important potential to develop spatial skills. In the present study, the effect of dynamic geometry software (DGS) Cabri 3D on student mathematics teachers' spatial skills was examined. The study used a one-group pretest-intervention-posttest experimental design. In this context, 40 student mathematics teachers took \"Purdue Spatial Visualization\" (PSV) test as pretest at the beginning of the study, and then some implementations were carried out with these students by using Cabri 3D software for 8 weeks. The PSV test was retaken by students at the end of the study. That if there was a meaningful difference between the pretest and posttest results was examined by using paired sample t test. The findings demonstrated that these computer supported activities contributed to development student mathematics teachers' spatial skills. [PUBLICATION ABSTRACT]

Geometry is the study of shape and space. Without spatial ability, students cannot fully appreciate the natural world. Spatial ability is also very important for work in various fields such as computer graphics, engineering, architecture, and cartography. A number of studies have demonstrated that technology has an important potential to develop spatial skills. In the present study, the effect of dynamic geometry software (DGS) Cabri 3D on student mathematics teachers' spatial skills was examined. The study used a one-group pretest-intervention-posttest experimental design. In this context, 40 student mathematics teachers took \"Purdue Spatial Visualization\" (PSV) test as pretest at the beginning of the study, and then some implementations were carried out with these students by using Cabri 3D software for 8 weeks. The PSV test was retaken by students at the end of the study. That if there was a meaningful difference between the pretest and posttest results was examined by using paired sample t test. The findings demonstrated that these computer supported activities contributed to development student mathematics teachers' spatial skills.

Bu araştırmanın amacı bir artırılmış gerçeklik (AG) uygulaması olan GeoGebra 3D Hesap Makinesi ile yürütülen derslerin 5. sınıf öğrencilerinin başarı ve tutumları üzerindeki etkilerini belirlemektir. Çalışma yarı deneysel yöntemle yürütülmüştür. Araştırmanın örneklemini, Trabzon il merkezinde bulunan bir devlet okulundaki 59 beşinci sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışmanın deney grubunda 30, kontrol grubunda 29 öğrenci bulunmaktadır. Çalışmada veriler; “Geometri Başarı Testi”, “Matematiğe Yönelik Tutum Ölçeği” ve “Artırılmış Gerçeklik Uygulamaları Tutum Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde bağımlı ve bağımsız t-testi ile kovaryans analizi (ANCOVA) kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, AG uygulamalarıyla destekli öğretimin yürütüldüğü deney grubu öğrencileri ile özel bir müdahalenin yapılmadığı kontrol grubu öğrencilerinin akademik başarı ve matematik tutumları arasında anlamlı bir fark olduğunu göstermiştir. Yine araştırma sonuçları deney grubunda yürütülen derslerin öğrencilerin AG uygulamalarına yönelik tutumları üzerinde pozitif bir etki oluşturduğunu ortaya koymuştur. AG teknolojisinin soyut olan matematiksel kavramları somutlaştırması ve farklı bir öğrenme ortamında öğrencilere deneyimler yaşatmasının bu sonuçların elde edilmesinde etkili olduğu düşünülmektedir. Araştırma sonuçları dikkate alındığında, AG uygulamalarının farklı sınıf seviyelerinde ve farklı disiplinlerdeki etkilerinin de incelenebileceği önerilmektedir.

In this study, a general analytical model called Bag of Solution (BOS) was developed to help students understand and solve mathematical problems. The model is based on graph theory, a topic under discrete mathematics. The types of problems to be modelled for BoS were determined by looking at densities of the problems in the central placement examinations and exam preparation books. As a result, three types of problems were selected; namely Mixture, Worker and Motion problems. In order to develop a common model for solution of the three types of problems, a total of 1509 mixture, worker and movement problems were examined. After the analysis, the problem types were taken together, and variable relations were determined, and a common graph model was created. Since it is an algorithmic model, it allows solving problems both by paper and pencil and computer. This study proves that different types of problems (with different scenarios, objects and object relations) can be solved using a single model. It is expected that the BoS developed in this study will offer two benefits. It is hoped to both provide an algorithmic basis for computer-aided instructional materials, adaptive systems and intelligent tutoring systems to be developed for problem solving and also help students to develop a new understanding of the problem-solving process. A common graph structure that can covers the entirety of a problem can allow students to construct their own learning while solving the problem step by step.

Makale Geçmişi: Geliş tarihi: 28 Kasım 2017; Yayına kabul tarihi: 20 Temmuz 2018; Çevrimiçi yayın tarihi: 31 Temmuz 2018 Öz: Bu çalışmanın temel amacı, 4MAT öğretim modeline göre tasarlanan öğrenme ortamının geometrik cisimler konusunun öğretimi üzerindeki kalıcılık etkisini incelemektir. Yarı-deneysel yöntemle yürütülen araştırmanın örneklemini Trabzon'da bir ortaokuldaki 41'i deney ve 45'i kontrol grubunda bulunan toplam 86 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen Ön Bilgi Testi (ÖBT), Başarı Testi (BT), Kalıcılık Testi ve Kolb tarafından geliştirilen Öğrenme Stili Envanteri (ÖSE) ile toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar; 4MAT öğretim modeline göre yürütülen derslerin öğrencilerin başarıları üzerinde daha etkili olduğunu ve daha kalıcı öğrenmeler gerçekleştirdiğini göstermektedir. Yine araştırma sonuçları; öğrencilerin akademik başarıları üzerinde öğretim yöntemi ve öğrenme stilinin ortak etkisinin anlamlı olmadığını göstermiştir. Bu bağlamda derslerinde farklı yöntem, teknik ve strateji kullanacak öğretmenlere, öncelikle öğrencilerinin öğrenme stillerini belirlemeleri önerilmektedir.