Explore the vast range of titles available.

Organizational cronyism refers to favoring some employees within an organization based on non-performance-related factors. Although it is highly likely to encounter many attitudes and behaviors meeting this description within public and private institutions, there are limited studies on this issue. Thus, the purpose of this study is to develop a valid and reliable scale to assess the perception of cronyism among organizational members. To this end, an item pool was formed based on current literature as well the views of teachers and expert recommendations. The validity-reliability of the scale was tested via two sample groups. As a result of the study, a scale with 3 dimensions and 15 items as well as psychometric qualities was developed to assess employee perceptions of cronyism. The scale dimensions comprise: in-group bias, paternal cronyism, and reciprocal exchange of favor in accordance with the way the method was addressed in the literature. The analyses of nomological validity of the scale showed that perception of cronyism is an important predictor of trust in managers.

The purpose of this research is to determine the effect of a web-based problem based school administrator training program (WB-PBSAT) on participants' self-efficacy beliefs and attitudes towards principalship. For this aim, mixed approach combining quantitative and qualitative research approach was used in this study. The quantitative dimension was carried out with the experimental model. The focus group interviews were conducted in the qualitative dimension. An experimental group and a control group were used. Participants of the experimental and the control groups were determined by purposive sampling. According to the findings, WB-PBSAT process was significantly and positively affected participants' attitudes towards general and professional self-efficacy beliefs and principalship. This result shows that the administrator training model used has the potential to make significant contributions in the professional development of school administrators. Bu çalışmanın amacı web tabanlı problem temelli bir okul yöneticisi yetiştirme programının okul yöneticilerinin öz-yeterlik inançlarına ve okul yöneticiliği mesleğine ilişkin tutumlarına etkisini belirlemektir. Bu amaçla, nicel ve nitel araştırma yaklaşımının birlikte kullanıldığı karma yaklaşımdan faydalanılmıştır. Nicel boyut, deneysel model ile yürütülmüştür. Nitel boyutta da odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Çalışmada bir deney grubu ve bir kontrol grubu kullanılmıştır. Deney ve kontrol gruplarının katılımcıları amaçlı örnekleme tekniği ile belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, WT-PTOYE süreci katılımcıların genel ve mesleki öz-yeterlik inançlarını ve okul yöneticiliği mesleğine ilişkin tutumlarını anlamlı ve olumlu yönde etkilemiştir. Bu sonuç, kullanılan yönetici eğitim modelinin, okul yöneticilerinin mesleki gelişimlerinde önemli katkılar sağlama potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.

In this study, the relationship between distributed leadership and family involvement in schools from parents’ perspective was examined. The study was carried out with 1,488 secondary school parents in the Elazığ province, Turkey. The Parent Distributed Leadership Perception Scale and Parent Family Involvement Questionnaire were employed. According to the results obtained from the research, parents’ level of involvement in the school, and their level of dealing with their children’s education, increase simultaneously with their positive perceptions on distributed leadership in schools. Furthermore, it can be observed that the distributed leadership perception in schools was a significant predictor of family involvement. Future recommendations were developed for practitioners and researchers based on the results obtained from the research.

The aim of this study is to determine the effectiveness of a web-based problem-based school administrator training program (WB-PBSAT) in practice and the effect of training on participants' attitudes towards web based learning. Mixed method approach was used in this study. While the quantitative dimension of the study was conducted within the framework of one group pre-test post-test experimental design, focus group interviews was performed in the qualitative dimension. Participants of the experimental and the control groups were determined by purposive sampling. Attitudes Toward Web-Based Learning (ATWBL) Scale was used to determine the participants' attitudes towards web-based learning, and the Program Assessment Scale was used to evaluate the training process. According to the findings it was concluded that the training process positively affected the attitudes of the participants towards web-based learning and training process has also provided significant contributions to participants' establishing the link between theory and practice and self-directed learning. Based on these results, some suggestions for educational policy makers and practitioners were developed for the use of a web-based problem-based learning in school administrators' pre-service and in-service training programs.

In the recent years, school administrators often come across various problems while teaching, counseling, and promoting and providing other services which engender disagreements and interpersonal conflicts between students, the administrative staff, and others. Action learning is an effective way to train school administrators in order to improve their conflict-handling styles. In this paper, a novel approach is used to determine the effectiveness of training in school administrators who attended an action learning course based on their conflict-handling styles. To this end, a Rahim Organization Conflict Inventory II (ROCI-II) instrument is used that consists of both the demographic information and the conflict-handling styles of the school administrators. The proposed method uses the Neutrosophic Set (NS) and Support Vector Machines (SVMs) to construct an efficient classification scheme neutrosophic support vector machine (NS-SVM). The neutrosophic c-means (NCM) clustering algorithm is used to determine the neutrosophic memberships and then a weighting parameter is calculated from the neutrosophic memberships. The calculated weight value is then used in SVM as handled in the Fuzzy SVM (FSVM) approach. Various experimental works are carried in a computer environment out to validate the proposed idea. All experimental works are simulated in a MATLAB environment with a five-fold cross-validation technique. The classification performance is measured by accuracy criteria. The prediction experiments are conducted based on two scenarios. In the first one, all statements are used to predict if a school administrator is trained or not after attending an action learning program. In the second scenario, five independent dimensions are used individually to predict if a school administrator is trained or not after attending an action learning program. According to the obtained results, the proposed NS-SVM outperforms for all experimental works.

Bu çalışmanın amacı web tabanlı problem temelli bir okul yöneticisi yetiştirme programının okul yöneticilerinin öz-yeterlik inançlarına ve okul yöneticiliği mesleğine ilişkin tutumlarına etkisini belirlemektir. Bu amaçla, nicel ve nitel araştırma yaklaşımının birlikte kullanıldığı karma yaklaşımdan faydalanılmıştır. Nicel boyut, deneysel model ile yürütülmüştür. Nitel boyutta da odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Çalışmada bir deney grubu ve bir kontrol grubu kullanılmıştır. Deney ve kontrol gruplarının katılımcıları amaçlı örnekleme tekniği ile belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, WT-PTOYE süreci katılımcıların genel ve mesleki öz-yeterlik inançlarını ve okul yöneticiliği mesleğine ilişkin tutumlarını anlamlı ve olumlu yönde etkilemiştir. Bu sonuç, kullanılan yönetici eğitim modelinin, okul yöneticilerinin mesleki gelişimlerinde önemli katkılar sağlama potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.

Eğitim örgütleri, bireylerin ve toplumların hayatlarını şekillendirmede önemli bir yere sahiptir. Eğitim örgütlerinin de amaçlarına ulaşabilmeleri için eğitim örgütü işgörenlerinin örgütlerine bağlılık hissetmesi, işlerinden doyum sağlaması ve iş stresinden uzak durmaları gerektiği öngörülebilir. Örgütlerine bağlı, işlerinden doyum sağlayan ve iş stresinden uzak işgörenlerin görevlerini daha iyi bir şekilde yapacakları düşünülmektedir. Bu araştırma, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında Elazığ ilinde ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenler ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma da, öğretmenlerin, iş doyumu, iş stresi ve örgütsel bağlılık düzeyleri (duygusal ve normatif bağlılık) ortaya konmuş ve iş doyumu, iş stresi ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkisiler incelenmiştir. Çalışma bulgularına göre, öğretmenlerin iş doyumu düzeylerinin yüksek, ancak iş stresi ve örgütsel bağlılık algılarının orta düzeyde olduğu görülmektedir. Ayrıca, örgütsel bağlılık algısı ile iş doyumu algısı arasında orta düzeyde anlamlı ve pozitif ilişki tespit edilmiştir. Örgütsel bağlılık ve iş doyumu ile iş stresi arasında ise düşük düzeyde anlamlı ve negatif ilişki olduğu görülmektedir. Öğretmenlerin işlerinde yaşadıkları stres arttığı zaman, iş doyumu ve örgütsel bağlılık algıları azalmaktadır. Çalışma bulgularına uygun şekilde, uygulayıcılara öneriler sunulmuştur.