Explore the vast range of titles available.

THE PARTICULAR FORM OF consciousness that we encounter inA Sentimental Journeyattracted such interest in the eighteenth century that it generated a novelistic subgenre of its own. For several decades, the sentimental novel, or novel of sensibility, intended to arouse as well as to render sympathetic feelings, flourished in England (as well as on the Continent). Sentimental novels assumed the individual and social importance of sensitivity to the troubles of others. In addition to representing heroes, and occasionally heroines, of extraordinary responsiveness, they also commented on social institutions. One of the best-known examples of the form — better known, perhaps,

Akademik yayın hayatının 21. yılına ulaşan Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, son yıllarda ulusal ve uluslararası akademik yayıncılık alanında önemli mesafeler kat etti. 15 Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız 20. cilt 2. sayımızdan itibaren sağlanan ilerlemeleri, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. Dergimiz, TÜBİTAK - ULAKBİM’in sunduğu elektronik dergi yönetim sistemi DergiPark’ın yeni versiyonunun güçlü açık erişim ve online akademik yayıncılık alt yapısını kullanabilmek amacıyla gerekli teknik çalışmaları tamamladı. Bu kapsamda yeni web sayfamız (dergipark.gov.tr/cuid) hizmete girdi. Dergimizde yayımlanan yoğun emek mahsulü makalelerin uluslararası akademik camianın bilgisine sunulabilmesi ve yazarlarımızın yurt dışından atıf alabilmesi amacıyla, hakem değerlendirmesinden geçen makalelerin, Türkçe ve İngilizce 150 kelimelik “Öz/Abstract” ile birlikte 750 kelimelik “Özet/Summary” içermesi de zorunlu tutulmaya başlandı. Dergimiz, Uluslararası ATLA Religion Database tarafından 20/05/2016 itibariyle taranmaya başlandı. Dergimizde yayımlanan her bir makale, ATLA indekste taranmaya başlamamız ile birlikte, yazarlarına doçentlik başvurusunda ÜAK'ın belirlediği \"uluslararası\" kategoride puan katkısı sağlayacaktır.  Ayrıca dergimiz, EBSCO Humanities International Index, EBSCO Humanities Source Ultimate Database ve MLA International Bibliography tarafından da dizinlenmeye başladı. Haziran –Aralık 2016 döneminde dergimizin tanınırlığını artırmak amacıyla uluslararası Açık Erişim sağlayıcılarına üye olundu ve sosyal medya hesapları oluşturuldu. Ayrıca titizlikte uyguladığımız makale ön değerlendirme ve hakem süreçleri daha objektif bir hale getirilerek, ilgili değerlendirme formları yeni web sitemizde ilan edildi. Ön değerlendirmede, makalelerin Türkçe ve İngilizce başlıklarının, özetleri ve anahtar kelimelerinin ilgili bilim dalının akademik kriterlerine uygunluğu incelenmektedir. Ayrıca makalede geçen şahıs adlarının, eser isimlerinin ve kavramların yazımının Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin imlâ esaslarına uygunluğu da kontrol edilmektedir. Çalışmanın dipnot ve kaynakça yazımının ise Chicago referans stiline tam mutabık olması özellikle talep edilmektedir. Makale yazım ilkeleri hakkında Yazar Rehberimize müracaat edilebilir. Dergimizin kalitesine katkı sağlaması amacıyla ön değerlendirmeden geçen her bir makale, uluslararası saygın akademik yayın kuruluşlarınca da kullanılan iThenticate intihali engelleme programında kontrol edilmektedir. Bu yayın döneminde rapor sonucu % 15’ten fazla benzerlik içeren çalışmalar, yazarlarına iade edildi. “Yazarın hakemleri, hakemlerin ise yazarı öğrenememesi (Çift Taraflı Kör Hakemlik) ilkesi” 21. cilt 1. sayımızda da titizlikle uygulandı. Taşıdığımız misyon ve sahip olduğumuz formatla her geçen gün ilim dünyasının ilgisini daha fazla gördüğümüzü ifade etmemiz gerekmektedir. Ocak-Nisan 2017 döneminde akademisyenlerimizden 78 çalışma değerlendirilmek üzere dergimize ulaşmıştır. Bu makaleler öncelikle Yazar Rehberimizde belirtilen şekilsel özellikler açısından ön değerlendirmeye tâbi tutuldu. Sonra da intihal tespit programı kullanılarak kontrol edildi. Bu aşamaları geçen makaleler hakem değerlendirmesine sunuldu. Bu sayımızda, söz konusu 78 çalışma içinden ön değerlendirme ve intihal taramasından geçen, hakemlerimizin de akademik içerik açısından yayımlanmasını uygun bulduğu 21 makale sizlerle buluştu. Elinizdeki sayı ile yine birbirinden farklı konuları havi bilimsel nitelikteki makaleleri sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Bu süreçte başta makale sahibi değerli bilim adamlarımıza, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, Rektörlüğümüz Basımevi personeline ve özellikle dergimizin yayın aşamasında yadsınmaz emekleri olan editör yardımcılarımız Yrd. Doç. Dr. Adem Çiftçi, Yrd. Doç. Dr. Sema Yılmaz ve Arş. Gör. Maruf Çakır ile İngilizce dil kontrolü sorumluluğunu üstlenen editör yardımcılarımız Yrd. Doç. Dr. Emrah Kaya ve Zeynep Yücedoğru’ya teşekkür ederiz.  15 Aralık 2017 tarihinde yayımlanacak bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle…

Akademik yayın hayatının 21. yılına ulaşan Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, son yıllarda ulusal ve uluslararası akademik yayıncılık alanında önemli mesafeler kat etti. 15 Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız 20. cilt 2. sayımızdan itibaren sağlanan ilerlemeleri, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. Dergimiz, TÜBİTAK - ULAKBİM’in sunduğu elektronik dergi yönetim sistemi DergiPark’ın yeni versiyonunun güçlü açık erişim ve online akademik yayıncılık alt yapısını kullanabilmek amacıyla gerekli teknik çalışmaları tamamladı. Bu kapsamda yeni web sayfamız (dergipark.gov.tr/cuid) hizmete girdi. Dergimizde yayımlanan yoğun emek mahsulü makalelerin uluslararası akademik camianın bilgisine sunulabilmesi ve yazarlarımızın yurt dışından atıf alabilmesi amacıyla, hakem değerlendirmesinden geçen makalelerin, Türkçe ve İngilizce 150 kelimelik “Öz/Abstract” ile birlikte 750 kelimelik “Özet/Summary” içermesi de zorunlu tutulmaya başlandı. Dergimiz, Uluslararası ATLA Religion Database tarafından 20/05/2016 itibariyle taranmaya başlandı. Dergimizde yayımlanan her bir makale, ATLA indekste taranmaya başlamamız ile birlikte, yazarlarına doçentlik başvurusunda ÜAK'ın belirlediği \"uluslararası\" kategoride puan katkısı sağlayacaktır.  Ayrıca dergimiz, EBSCO Humanities International Index, EBSCO Humanities Source Ultimate Database ve MLA International Bibliography tarafından da dizinlenmeye başladı. Haziran –Aralık 2016 döneminde dergimizin tanınırlığını artırmak amacıyla uluslararası Açık Erişim sağlayıcılarına üye olundu ve sosyal medya hesapları oluşturuldu. Ayrıca titizlikte uyguladığımız makale ön değerlendirme ve hakem süreçleri daha objektif bir hale getirilerek, ilgili değerlendirme formları yeni web sitemizde ilan edildi. Ön değerlendirmede, makalelerin Türkçe ve İngilizce başlıklarının, özetleri ve anahtar kelimelerinin ilgili bilim dalının akademik kriterlerine uygunluğu incelenmektedir. Ayrıca makalede geçen şahıs adlarının, eser isimlerinin ve kavramların yazımının Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin imlâ esaslarına uygunluğu da kontrol edilmektedir. Çalışmanın dipnot ve kaynakça yazımının ise Chicago referans stiline tam mutabık olması özellikle talep edilmektedir. Makale yazım ilkeleri hakkında Yazar Rehberimize müracaat edilebilir. Dergimizin kalitesine katkı sağlaması amacıyla ön değerlendirmeden geçen her bir makale, uluslararası saygın akademik yayın kuruluşlarınca da kullanılan iThenticate intihali engelleme programında kontrol edilmektedir. Bu yayın döneminde rapor sonucu % 15’ten fazla benzerlik içeren çalışmalar, yazarlarına iade edildi. “Yazarın hakemleri, hakemlerin ise yazarı öğrenememesi (Çift Taraflı Kör Hakemlik) ilkesi” 21. cilt 1. sayımızda da titizlikle uygulandı. Taşıdığımız misyon ve sahip olduğumuz formatla her geçen gün ilim dünyasının ilgisini daha fazla gördüğümüzü ifade etmemiz gerekmektedir. Ocak-Nisan 2017 döneminde akademisyenlerimizden 78 çalışma değerlendirilmek üzere dergimize ulaşmıştır. Bu makaleler öncelikle Yazar Rehberimizde belirtilen şekilsel özellikler açısından ön değerlendirmeye tâbi tutuldu. Sonra da intihal tespit programı kullanılarak kontrol edildi. Bu aşamaları geçen makaleler hakem değerlendirmesine sunuldu. Bu sayımızda, söz konusu 78 çalışma içinden ön değerlendirme ve intihal taramasından geçen, hakemlerimizin de akademik içerik açısından yayımlanmasını uygun bulduğu 21 makale sizlerle buluştu. Elinizdeki sayı ile yine birbirinden farklı konuları havi bilimsel nitelikteki makaleleri sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Bu süreçte başta makale sahibi değerli bilim adamlarımıza, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, Rektörlüğümüz Basımevi personeline ve özellikle dergimizin yayın aşamasında yadsınmaz emekleri olan editör yardımcılarımız Yrd. Doç. Dr. Adem Çiftçi, Yrd. Doç. Dr. Sema Yılmaz ve Arş. Gör. Maruf Çakır ile İngilizce dil kontrolü sorumluluğunu üstlenen editör yardımcılarımız Yrd. Doç. Dr. Emrah Kaya ve Zeynep Yücedoğru’ya teşekkür ederiz.  15 Aralık 2017 tarihinde yayımlanacak bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle…

Akademik yayın hayatının 21. yılına ulaşan Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, son yıllarda ulusal ve uluslararası akademik yayıncılık alanında önemli mesafeler kat etti. 15 Aralık 2016 tarihinde yayımladığımız 20. cilt 2. sayımızdan itibaren sağlanan ilerlemeleri, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. Dergimiz, TÜBİTAK - ULAKBİM’in sunduğu elektronik dergi yönetim sistemi DergiPark’ın yeni versiyonunun güçlü açık erişim ve online akademik yayıncılık alt yapısını kullanabilmek amacıyla gerekli teknik çalışmaları tamamladı. Bu kapsamda yeni web sayfamız (dergipark.gov.tr/cuid) hizmete girdi. Dergimizde yayımlanan yoğun emek mahsulü makalelerin uluslararası akademik camianın bilgisine sunulabilmesi ve yazarlarımızın yurt dışından atıf alabilmesi amacıyla, hakem değerlendirmesinden geçen makalelerin, Türkçe ve İngilizce 150 kelimelik “Öz/Abstract” ile birlikte 750 kelimelik “Özet/Summary” içermesi de zorunlu tutulmaya başlandı. Dergimiz, Uluslararası ATLA Religion Database tarafından 20/05/2016 itibariyle taranmaya başlandı. Dergimizde yayımlanan her bir makale, ATLA indekste taranmaya başlamamız ile birlikte, yazarlarına doçentlik başvurusunda ÜAK'ın belirlediği \"uluslararası\" kategoride puan katkısı sağlayacaktır.  Ayrıca dergimiz, EBSCO Humanities International Index, EBSCO Humanities Source Ultimate Database ve MLA International Bibliography tarafından da dizinlenmeye başladı. Haziran –Aralık 2016 döneminde dergimizin tanınırlığını artırmak amacıyla uluslararası Açık Erişim sağlayıcılarına üye olundu ve sosyal medya hesapları oluşturuldu. Ayrıca titizlikte uyguladığımız makale ön değerlendirme ve hakem süreçleri daha objektif bir hale getirilerek, ilgili değerlendirme formları yeni web sitemizde ilan edildi. Ön değerlendirmede, makalelerin Türkçe ve İngilizce başlıklarının, özetleri ve anahtar kelimelerinin ilgili bilim dalının akademik kriterlerine uygunluğu incelenmektedir. Ayrıca makalede geçen şahıs adlarının, eser isimlerinin ve kavramların yazımının Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin imlâ esaslarına uygunluğu da kontrol edilmektedir. Çalışmanın dipnot ve kaynakça yazımının ise Chicago referans stiline tam mutabık olması özellikle talep edilmektedir. Makale yazım ilkeleri hakkında Yazar Rehberimize müracaat edilebilir. Dergimizin kalitesine katkı sağlaması amacıyla ön değerlendirmeden geçen her bir makale, uluslararası saygın akademik yayın kuruluşlarınca da kullanılan iThenticate intihali engelleme programında kontrol edilmektedir. Bu yayın döneminde rapor sonucu % 15’ten fazla benzerlik içeren çalışmalar, yazarlarına iade edildi. “Yazarın hakemleri, hakemlerin ise yazarı öğrenememesi (Çift Taraflı Kör Hakemlik) ilkesi” 21. cilt 1. sayımızda da titizlikle uygulandı. Taşıdığımız misyon ve sahip olduğumuz formatla her geçen gün ilim dünyasının ilgisini daha fazla gördüğümüzü ifade etmemiz gerekmektedir. Ocak-Nisan 2017 döneminde akademisyenlerimizden 78 çalışma değerlendirilmek üzere dergimize ulaşmıştır. Bu makaleler öncelikle Yazar Rehberimizde belirtilen şekilsel özellikler açısından ön değerlendirmeye tâbi tutuldu. Sonra da intihal tespit programı kullanılarak kontrol edildi. Bu aşamaları geçen makaleler hakem değerlendirmesine sunuldu. Bu sayımızda, söz konusu 78 çalışma içinden ön değerlendirme ve intihal taramasından geçen, hakemlerimizin de akademik içerik açısından yayımlanmasını uygun bulduğu 21 makale sizlerle buluştu. Elinizdeki sayı ile yine birbirinden farklı konuları havi bilimsel nitelikteki makaleleri sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Bu süreçte başta makale sahibi değerli bilim adamlarımıza, yayın, danışma ve hakem kurullarımıza, Rektörlüğümüz Basımevi personeline ve özellikle dergimizin yayın aşamasında yadsınmaz emekleri olan editör yardımcılarımız Yrd. Doç. Dr. Adem Çiftçi, Yrd. Doç. Dr. Sema Yılmaz ve Arş. Gör. Maruf Çakır ile İngilizce dil kontrolü sorumluluğunu üstlenen editör yardımcılarımız Yrd. Doç. Dr. Emrah Kaya ve Zeynep Yücedoğru’ya teşekkür ederiz.  15 Aralık 2017 tarihinde yayımlanacak bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle…

The major cause of sea-level change during ice ages is the exchange of water between ice and ocean and the planet’s dynamic response to the changing surface load. Inversion of ∼1,000 observations for the past 35,000 y from localities far from former ice margins has provided new constraints on the fluctuation of ice volume in this interval. Key results are: ( i ) a rapid final fall in global sea level of ∼40 m in <2,000 y at the onset of the glacial maximum ∼30,000 y before present (30 ka BP); ( ii ) a slow fall to −134 m from 29 to 21 ka BP with a maximum grounded ice volume of ∼52 × 10 ⁶ km ³ greater than today; ( iii ) after an initial short duration rapid rise and a short interval of near-constant sea level, the main phase of deglaciation occurred from ∼16.5 ka BP to ∼8.2 ka BP at an average rate of rise of 12 m⋅ka ⁻¹ punctuated by periods of greater, particularly at 14.5–14.0 ka BP at ≥40 mm⋅y ⁻¹ (MWP-1A), and lesser, from 12.5 to 11.5 ka BP (Younger Dryas), rates; ( iv ) no evidence for a global MWP-1B event at ∼11.3 ka BP; and ( v ) a progressive decrease in the rate of rise from 8.2 ka to ∼2.5 ka BP, after which ocean volumes remained nearly constant until the renewed sea-level rise at 100–150 y ago, with no evidence of oscillations exceeding ∼15–20 cm in time intervals ≥200 y from 6 to 0.15 ka BP. Significance Several areas of earth science require knowledge of the fluctuations in sea level and ice volume through glacial cycles. These include understanding past ice sheets and providing boundary conditions for paleoclimate models, calibrating marine-sediment isotopic records, and providing the background signal for evaluating anthropogenic contributions to sea level. From ∼1,000 observations of sea level, allowing for isostatic and tectonic contributions, we have quantified the rise and fall in global ocean and ice volumes for the past 35,000 years. Of particular note is that during the ∼6,000 y up to the start of the recent rise ∼100−150 y ago, there is no evidence for global oscillations in sea level on time scales exceeding ∼200 y duration or 15−20 cm amplitude.

The interpretation of stalagmite δ18O in terms of reflecting Asian summer monsoon (ASM) precipitation is still elusive. Here, we present high‐resolution stalagmite trace element ratios (X/Ca, X = Mg, Sr, Ba) records from southwest China covering 116.09 to 4.07 ka BP. δ18O, δ13C, and X/Ca values exhibit clear precessional cycles, with δ18O values reflecting ASM circulation/intensity, while X/Ca ratios capture local precipitation or evapotranspiration variations. Our results show that Northern Hemisphere summer insolation (NHSI) is the main driver of ASM intensity and precipitation phase variation, but global ice volume modulates the response magnitude of summer precipitation to insolation. During the Last Glacial Maximum, high ice volumes caused significant monsoon precipitation to decrease. In contrast to modern observations of the tripolar distribution of precipitation in China, our record is consistent with paleo‐precipitation records in southern and northern China. Plain Language Summary While it is well known that global changes have led to variations in the intensity and spatial distribution of Asian monsoon precipitation, the mechanisms behind this are not well understood. Paleoclimate records are essential for revealing the drivers behind monsoon variation. However, speleothem records from the Asian monsoon region rarely provide direct information on the amount of rainfall. Here we report on multiple indicator data sets from a stalagmite in southwestern China. It could help explore the variation of monsoon precipitation over the last ∼100,000 years. We find that the increase/decrease of Northern Hemisphere summer insolation controls the increase/decrease of Asian summer monsoon rainfall. In addition, global ice volume moderates the magnitude of rainfall response to insolation, and precipitation decreases significantly during high ice volume periods. Based on the present paleo‐precipitation records evidence, the existence of the spatial pattern of increasing/decreasing rainfall in central China corresponding to decreasing/increasing rainfall in northern and southern China remains ambiguous on the orbital scales, although the feature has been captured by some of the model simulations. Key Points Stalagmite trace elements are indicators of regional hydrological environmental variations in Southwestern China Northern Hemisphere summer insolation and global ice volume modulate the phase and amplitude variations of regional hydrological environment The meridional tripolar spatial pattern of precipitation in monsoon region in China on the orbital scale remains ambiguous

Late Pleistocene sea level has been reconstructed from ocean sediment core data using a wide variety of proxies and models. However, the accuracy of individual reconstructions is limited by measurement error, local variations in salinity and temperature, and assumptions particular to each technique. Here we present a sea level stack (average) which increases the signal-to-noise ratio of individual reconstructions. Specifically, we perform principal component analysis (PCA) on seven records from 0 to 430 ka and five records from 0 to 798 ka. The first principal component, which we use as the stack, describes  ∼  80 % of the variance in the data and is similar using either five or seven records. After scaling the stack based on Holocene and Last Glacial Maximum (LGM) sea level estimates, the stack agrees to within 5 m with isostatically adjusted coral sea level estimates for Marine Isotope Stages 5e and 11 (125 and 400 ka, respectively). Bootstrapping and random sampling yield mean uncertainty estimates of 9–12 m (1σ) for the scaled stack. Sea level change accounts for about 45 % of the total orbital-band variance in benthic δ18O, compared to a 65 % contribution during the LGM-to-Holocene transition. Additionally, the second and third principal components of our analyses reflect differences between proxy records associated with spatial variations in the δ18O of seawater.

Heterogeneous rock contains numerous pre-existing three-dimensional (3D) cracks, which control its mechanical and fracturing properties. Considerable effort has been devoted to studying the volumetric fracturing behaviour of rock under static loading conditions. Although rock masses are often subject to dynamic impacts such as earthquakes and blasting, the mechanical and volumetric fracturing behaviour of rock under dynamic loading is still poorly understood. In this paper, dynamic laboratory tests were performed on 3D-printed artificial rock samples with 3D embedded flaws created during three-dimensional printing (3DP), with the aim of studying the volumetric fracturing and mechanical properties of these samples under impact with high strain rate. The results show that the dynamic compressive strength and the tangent modulus decrease with an increasing number of flaws, but have very limited effects on the ratio of the fracture initiation stress of the first crack to the peak stress of the sample, the maximum axial strain of the sample and the volumetric fracturing behaviour of the sample. The tensile failure of a sample is caused by the continuous extension of wing cracks from the outer flaw tips. The mechanical and volumetric fracturing behaviour of samples with 3D embedded flaws are strain rate dependent. The tangential modulus and the ratio of the fracture initiation stress of the crack to the peak stress increase significantly when the loading type changes from static compression to dynamic compression. Under dynamic compression, wing cracks can continuously extend to the sample ends, whereas under static compression, wing cracks can intermittently extend only a limited distance. Moreover, the fracturing behaviour of 3D flaw differs from that of 2D flaws under dynamic loading. Under high strain rate loading, wing cracks generated at 3D flaw tips lead to splitting failure of the sample, while shear cracks formed at 2D flaw tips result predominant shear failure of the sample. The findings in this paper could facilitate a better understanding of rock failure subjected to dynamic loading conditions.

The approximately 10,000-year-long Last Glacial Maximum, before the termination of the last ice age, was the coldest period in Earth’s recent climate history 1 . Relative to the Holocene epoch, atmospheric carbon dioxide was about 100 parts per million lower and tropical sea surface temperatures were about 3 to 5 degrees Celsius lower 2 , 3 . The Last Glacial Maximum began when global mean sea level (GMSL) abruptly dropped by about 40 metres around 31,000 years ago 4 and was followed by about 10,000 years of rapid deglaciation into the Holocene 1 . The masses of the melting polar ice sheets and the change in ocean volume, and hence in GMSL, are primary constraints for climate models constructed to describe the transition between the Last Glacial Maximum and the Holocene, and future changes; but the rate, timing and magnitude of this transition remain uncertain. Here we show that sea level at the shelf edge of the Great Barrier Reef dropped by around 20 metres between 21,900 and 20,500 years ago, to −118 metres relative to the modern level. Our findings are based on recovered and radiometrically dated fossil corals and coralline algae assemblages, and represent relative sea level at the Great Barrier Reef, rather than GMSL. Subsequently, relative sea level rose at a rate of about 3.5 millimetres per year for around 4,000 years. The rise is consistent with the warming previously observed at 19,000 years ago 1 , 5 , but we now show that it occurred just after the 20-metre drop in relative sea level and the related increase in global ice volumes. The detailed structure of our record is robust because the Great Barrier Reef is remote from former ice sheets and tectonic activity. Relative sea level can be influenced by Earth’s response to regional changes in ice and water loadings and may differ greatly from GMSL. Consequently, we used glacio-isostatic models to derive GMSL, and find that the Last Glacial Maximum culminated 20,500 years ago in a GMSL low of about −125 to −130 metres. Details of the drops in sea level associated with glaciation during the Last Glacial Maximum are revealed using a coral proxy from the Great Barrier Reef.

AIM: Determining which species are more prone to extinction is vital for conserving Earth's biodiversity and for providing insight into macroevolutionary processes. This paper utilizes the Pliocene to Recent fossil record of mollusks to identify determinants of species' extinction over the past three million years of Earth history. LOCATION: Western Atlantic. METHODS: We focus on 92 bivalve and gastropod species that lived during the mid‐Pliocene Warm Period (mPWP; ∼3.264–3.025 Ma) and have either since gone extinct or are still extant. We used ecological niche modeling (ENM) to assess the vulnerability of these species to extinction as a function of both fundamental (FN) and realized (RN) niche breadth proxies, geographic range size, and amount of suitable area available to them during the Last Glacial Maximum (LGM; ∼21 Ka). RESULTS: Geographic range size emerged as a key predictor of extinction for the studied mollusk species, with RN breadth and amount of suitable area available during the LGM as secondary predictors. By contrast, FN breadth was not a significant predictor of extinction risk. MAIN CONCLUSIONS: The failure to recover FN breadth as a predictor of extinction may suggest that extinction resistance is achieved when species are more successful in filling the geographic extent of their fundamental tolerances. That is, when it comes to species' survival, being a generalist or specialist sensu stricto may be secondary to the unique historical, dispersal, and biotic constraints that dictate a species' occupation of suitable environments, and consequently of geographic space, at a particular time. Identifying the factors that promote extinction is important because of the time‐intensive nature of estimating extinction risk for individual species and populations, and because of the rising concerns about the future of marine ecosystems and biodiversity.